Deyimler

Toplam 11,193 deyim bulundu. Alfabetik sıraya göre listeleniyor.

adalet dağıtmak

kanunların saydığı hakları sahiplerine vermek.

9

adam beğenmemek

herkesi değersiz görmek.

9

adam değilim

'herhangi bir durumun gerçekleşmemesi durumunda, kendisinin insan sayılamayacağı' anlamında kullanılan bir söz.

7

adam gibi

1) terbiyeli, akıllı uslu; 2) adamlığa, insanlığa yaraşır yolda; 3) iyice.

15

adam içine çıkmak

topluluğa karışmak, insanların bulunduğu yerlere gitmek, eşe dosta gitmek.

13

adam içine karışmak

bir topluluğa girmek, kendisine değer verilir olmak.

11

adam kullanmak

1) birini çalıştırmasını bilmek; 2) birini kendi çıkarına alet etmek.

12

adam olana çok bile

layık olmadığı, hak etmediği hâlde kişinin beklentisi daha fazla olduğu durumlarda kullanılan bir söz.

14

adam sen de!

bir işin önemsenmediğini anlatmak için söylenen bir söz.

13

adam sırasına geçmek (girmek)

daha önce toplumda önemli bir yeri veya özel bir değeri yokken artık kendisine önem ve değer verilmek: 'Bize yol aç, erkân göster; yollar aç bize de, biz de adam sırasına girelim.' -K. Korcan.

10

adama benzemek (dönmek)

1) giyim kuşamıyla, davranışlarıyla insana yakışır bir biçim almak: 'Bak gördün mü, isteyince adama dönüyorsun.' -E. Işınsu. 2) beğenilir duruma gelmek: Şimdiki belediye başkanı sayesinde şehir adama benzedi.

11

adamına göre

1) kişiler arasında ayrıcalık gözeterek; 2) herkesin yeteneğine uygun olarak.

13

aday göstermek

bir iş veya bir görev için birini aday olarak belirlemek, namzet göstermek: 'Siyasi parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler.' -Anayasa.

11

adaylığını koymak

bir iş veya göreve seçilmek için kendini ileri sürmek: 'Bankacılardan birkaçının kurgularıyla belediye başkanlığına adaylığını koymuştu.' -M. Ş. Esendal.

8

âdembaba gibi

parasız pulsuz, perişan, zavallı.

10

âdembabaya dönmek

malını mülkünü kaybetmek.

10

âdet görmek

kadın aybaşı olmak.

12

âdet olduğu üzere

alışıldığı gibi.

12

âdet yerini bulsun diye

'gerekli görüldüğü için değil, yalnız alışılmış olduğu için' anlamında kullanılan bir söz.

11

adı (bile) olmamak

değeri olmamak: Bir baş soğanın da adı mı olurmuş?

12

adı batmak

sevilmeyen bir şey veya kimse unutulmak, adı anılmaz olmak, artık sözü edilmemek.

10

adı bile okunmamak

birine veya bir şeye hiç önem verilmemek.

13

adı çıkmak

1) kötü bir ün kazanmak: Onun adı çıkmış yoksa fena adam değil. 2) hakkı olmayan bir ün kazanmak: O berberin adı çıkmış, aslında iyi tıraş edemiyor.

14

adı çıkmış dokuza, inmez sekize

'birinin bir kere adı çıktıktan sonra onun hakkındaki yaygın inanç artık kolay kolay düzelemez' anlamında kullanılan bir söz: 'Artık o yana bir daha gelme, adın çıktı dokuza, inmez sekize, demedim miydi?' -B. Günel.

17

adı deliye çıkmak

deli olmadığı hâlde deli olarak tanınmak: 'Böyle bir şey yazmaya kalkarsam adım deliye çıkacak.' -R. N. Güntekin.

10

adı geçmek

anılmak, söz konusu olmak, ismi geçmek: 'Necip Fazıl, adı geçen iki şiirden birer bölüm okudu.' -A. Kabaklı.

9

adı gibi bilmek

çok iyi bilmek.

13

adı kaldırılmak

anılmaz olmak, silinip gitmek: 'Saatlerce adı dünya yüzünden kaldırılmaya çalışılan Türklüğün talihini düşünürdüm.' -Ö. Seyfettin.

10

adı kalmak

bir kimse veya bir şey öldükten, ortadan çekildikten sonra dillerde yalnız adı dolaşmak.

12

adı kötüye çıkmak

ünü kötü olarak yayılmak.

13