En Çok Okunanlar

En popüler atasözleri ve deyimler

En Çok Okunan Atasözleri

birlikten kuvvet doğar

toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar.

44 görüntülenme

acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır

gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.

44 görüntülenme

acısını çekmek

yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak.

44 görüntülenme

bir elin nesi var, iki elin sesi var

başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.

44 görüntülenme

abdala 'kar yağıyor' demişler, 'titremeye hazırım (durmuşum)' demiş

varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu bile olmaz.

42 görüntülenme

abdesti kaçmak

abdesti bozulmak.

42 görüntülenme

acayibine gitmek

yadırgamak, tuhafına gitmek.

42 görüntülenme

acemi katır kapı önünde yük indirir

beceriksiz ve anlayışsız kişi kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır.

42 görüntülenme

yuvarlanan taş yosun tutmaz

sürekli olarak iş değiştiren bir kimse başarı kazanamaz.

42 görüntülenme

üzüm üzüme baka baka kararır

her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden kimseler birbirlerine huy aşılar.

42 görüntülenme

abesle iştigal etmek (uğraşmak)

yersiz, yararsız işlerle vakit öldürmek: 'Yazarlarımızın çoğu yalnızca kendi ürünlerinin ne amaçla üretildiğini sayıp dökerek bir anlamda abesle iştigal ediyorlar.' -T. Uyar.

41 görüntülenme

ablukayı yarmak

kuşatılan bölgeden zor kullanarak dışarı çıkmak.

41 görüntülenme

zorla güzellik olmaz

1) kişiye, beğenmediği şey zorla beğendirilemez; 2) bir iş insana zor kullanılarak yaptırılamaz.

41 görüntülenme

kendi düşen ağlamaz

kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz.

41 görüntülenme

sarımsak içli dışlı, soğan yalnız başlı

anlaşan kimselerin birbirlerinden saklısı gizlisi yoktur, başkasıyla böyle bir yakınlık kuramamış olan tek başına kendi yaşantısı içinde kalır.

41 görüntülenme

Ayağını yorganına göre uzat

İnsan, maddi gücünü aşan işlere kalkışmamalı, geliri ile gideri arasında denge kurmalıdır.

40 görüntülenme

abanoz gibi

1) çok sert: Abanoz gibi tahta. 2) kapkara.

40 görüntülenme

abdestinden şüphesi olmamak

yaptığı işte kusuru olmadığını kesin olarak bilmek.

40 görüntülenme

acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir

mesleğinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar.

40 görüntülenme

düşenin dostu olmaz hele bir düş de gör

varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.

40 görüntülenme

bugünkü (akşamın) işini yarına (sabaha) bırakma (koyma)

bugün yapılması gereken bir işin ertesi güne bırakılması iyi değildir.

40 görüntülenme

lafla peynir gemisi yürümez

şöyle yaparım, böyle yaparım demekle yapılması gereken iş yapılmaz.

39 görüntülenme

abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz

bir kimse sevdiği işi sürekli olarak yapmaktan bıkmaz.

39 görüntülenme

abdalın dostluğu köy görününceye kadar

çıkarı dolayısıyla yakınlık gösteren kimse, işini yürütecek başkalarını bulduğunda sizinle ilgisini keser.

39 görüntülenme

meyve veren ağaç taşlanır

bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimseler kıskanılır, eleştirilir ve işlerini yapmaları zorlaştırılır.

39 görüntülenme

ne oldum dememeli, ne olacağım demeli

kişi bugün içinde bulunduğu parlak durumun sürüp gideceğini sanmamalı, yarın kötü bir duruma düşeceğini hatırdan çıkarmamalıdır.

39 görüntülenme

işleyen demir pas tutmaz (ışıldar)

tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.

39 görüntülenme

Sakla samanı, gelir zamanı

İnsan, elindeki şeyleri değersiz görüp atmamalı, ileride işine yarayabileceğini düşünerek saklamalıdır.

38 görüntülenme

acele ile menzil alınmaz

acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır.

38 görüntülenme

boş çuval ayakta (dik) durmaz

1) karnı doymayan kimse çalışamaz; 2) bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz.

38 görüntülenme

En Çok Okunan Deyimler

eline tutuşturmak

karşısındakinin isteyip istemediğini düşünmeksizin verivermek: Bir şey demeden mektubu elime tutuşturdu.

35 görüntülenme

... hâline gelmek

gibi olmak.

35 görüntülenme

(bir şey birinin) gözünde olmamak

herhangi bir üzüntü veya zor durum dolayısıyla o şeye değer verecek durumda bulunmamak.

35 görüntülenme

söylemesi ayıp

utanılacak bir durumun açıklanması sırasında kullanılan bir söz: 'O zamana kadar hamallık, boyacılık, müvezzilik ve söylemesi ayıp hırsızlık yapmıştı.' -S. F. Abasıyanık.

34 görüntülenme

(bir işi) sürüncemede bırakmak (tutmak)

bir işi sonuçlanıncaya kadar boş yere geciktirmek, uzatmak: 'Bana niye bu davayı böyle sürüncemede tuttuğunu izah etsin.' -A. Kulin.

34 görüntülenme

uzaktan kumanda etmek

kişiyi veya grubu dışarıdan yönlendirmek.

32 görüntülenme

genizden konuşmak (çıkarmak)

burnu tıkalı gibi konuşmak: 'Genzinden çıkardığı seslerle ağlama taklidi yapıyordu.' -O. C. Kaygılı.

32 görüntülenme

... bir hâl almak (hâle girmek)

... bir duruma gelmek: Hastalık tehlikeli bir hâl aldı.

32 görüntülenme

(bir iş) sallantıda kalmak

bir çözüme bağlanmamak.

32 görüntülenme

(bir işe) eli yatmak

eli alışmak: 'Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü.' -R. H. Karay.

32 görüntülenme

... fırın ekmek yemesi lazım

'bir duruma erişmek için pek çok emek vermesi, çalışması gerekir' anlamında kullanılan bir söz: Onun usta olması için daha beş fırın ekmek yemesi lazım.

32 görüntülenme

(bir şey birinin) belini bükmek

çaresizlik içinde bırakmak: 'Şu kör olası işsizlik belimi fena hâlde büküyordu.' -H. Taner.

32 görüntülenme

çekeceği olmak

başına sıkıntılı çok iş gelecek olmak: Bu laf anlamaz ustadan çekeceğin var.

32 görüntülenme

nabzını tutmak

1) nabzını saymak için bileğini tutmak: 'Doktor, hallacın yanına vardı. Nabzını tuttu.' -S. F. Abasıyanık. 2) mec. düşüncesini, niyetini, eğilimini anlamaya çalışmak.

32 görüntülenme

(...-masıyla ...-mesi) bir olmak

çabucak olmak.

32 görüntülenme

gurura kapılmak

büyüklenmek, gururlanmak: 'Sataşmalarını artırıyor ve yersiz bir gurura kapılıyordu.' -K. Korcan.

31 görüntülenme

nimet bilmek

bir şeyi lütuf kabul etmek: 'Çaylarımıza koşarlar, evimize davet edilmeyi nimet bilirler, etrafımızda dolaşırlar.' -H. C. Yalçın.

31 görüntülenme

... sevdasına düşmek

bir şeyi çok fazla istemek.

31 görüntülenme

(bir iş) sekteye uğramak

kesilmek, kesintiye uğramak.

31 görüntülenme

... nere ... nere

iki şeyin aralarındaki uzaklığı veya nitelik ayrımını belirten bir söz: Konya nere Ankara nere.

31 görüntülenme

pır pır etmek

1) ışık yanıp sönmek: 'İdare lambası pır pır edip duruyordu sofadaki merdiven başında.' -Ç. Altan. 2) heyecanlanmak.

31 görüntülenme

(... etmenin) âlemi var mı?

'yakışık alır mı, uygun olur mu?' anlamında kullanılan bir söz.

31 görüntülenme

(...) aşağı (...) yukarı

1) bir kimsenin adının dilden düşürülmediğini, onun pek gözde olduğunu anlatan bir söz: 'Adı erken yaşta şaire çıkmıştı. Şair aşağı, şair yukarı.' -H. Taner. 2) bir hizmette çok kullanılan kişice, yakınma olarak kullanılan bir söz.

31 görüntülenme

hoşça kal (kalın)

ayrılan kimsenin kalanlara söylediği bir iyi dilek sözü: 'Hoşça kalın, diyor aracın kapısından çıkarken.' -A. Ümit.

30 görüntülenme

altında kalmamak

karşılığını vermek, gördüğü iyilik veya kötülüğü karşılıksız bırakmamak.

30 görüntülenme

(...) hükmünde olmak

1) değerinde olmak: Kaynata, baba hükmündedir. 2) yerinde olmak, yerine geçmek.

30 görüntülenme

(bir iş) akıl kârı olmamak

akıllı bir kişinin yapacağı iş olmamak: 'Bunu sormadım; akıl kârı olmadığından soramazdım, zaten.' -R. H. Karay.

30 görüntülenme

(...) hâlini almak

herhangi bir duruma gelmek: 'Bu hastalık korkusu onda, hayatı kendine zehreden tehlikeli bir psikoz hâlini almıştı.' -M. Ş. Esendal.

30 görüntülenme

kabak çiçeği gibi açılmak

utangaçlıktan çabucak sıyrılarak aşırı ölçüde serbest davranmak: 'Komşular, kabak çiçeği gibi açıldı, ne malmış meğer diyorlardı.' -R. H. Karay.

30 görüntülenme

önüne katmak

önden yürütüp kendisi ardı sıra gitmek: 'Hep birden ayağa kalktılar, bizi de önlerine kattılar, yola düştük.' -M. Ş. Esendal.

30 görüntülenme